Dünyada ilk kez Duygusal ve Sosyal Zekânın bilimsel ölçümünü yapan, Bar-On EQ-I yöntemini kullanan 104 bilgi teknolojisi uzmanının Duygusal ve Sosyal Zekâlarını test etmiştir.
İncelenen gruplar, sistem analizcilerinden, teknik destek uzmanlarından, network tasarımcılarından ve programlamacılardan oluşmaktadır. İlginç eğilimler bulunmuştur.
Test edilen gruplar arasında en yüksek EQ derecesini elde edenler teknik destek uzmanları olup, en düşük dereceyi ise programlamacılar elde etmişlerdir. Genel toplamın standart ortalama EQ derecesi 100 kabul edilmiştir.
Test edilen grup Ortalama EQ
Teknik 113
Network tasarımcıları 103
Sistem analizcileri 99
Programlamacılar 92
“Geleneksel anlamda, zihinsel olarak en zeki (en yüksek IQ derecesi) olanın en iyi teknik performansı sergileyeceğine inanılır.” açıklamasını yapan psikolog ve MHS başkanı Dr. Steven Stein şöyle belirtmektedir: “Ancak bizim ilk araştırmamız yüksek düzeyde EQ derecesine sahip olanların gerçek yıldızlar olabileceğini göstermektedir. Kişiler arası yeteneklerini daha çok bilgi elde etmek, sorun çözmede daha çok yardım almak ve genellikle başkaları tarafından daha çok beğenilmek için kullanırlar. Biz, EQ faktörlerini farklı ve “yıldız performansına” sahip mühendisleri tanımlamak için kullanmıştık ve şimdi aynı yöntemi teknoloji uzmanları üzerinde kullanıyoruz.”
EQ-I, kişinin Duygusal Zekâ ölçümünü sağlıyor olup, yaşamda önemine inanılan 15 farklı duygusal yetenek alanını kapsar. Bu unsurlar kişiler arası, kişiler içi, uyum sağlama, stres yönetimi ve genel ruh hali gibi çeşitli kategorilere ayrılır. Test, bilgisayar temelli olup, test edilenlerin sonuçları dünya çapındaki çeşitli kültürlerden 18.000 kişinin normatif bilgileri ile karşılaştırılmaktadır.
Teknoloji uzmanları, sorun çözümleme ve güdülerini kontrolde en yüksek sonucu elde etmişlerdir. Kişiler arası ilişkiler ise en çok gelişime gereksinim gösteren alan olarak ortaya çıkmıştır.
“Bu sonuçlar kişilerin teknoloji uzmanlarından ne beklediklerinin bir teyididir.” Diyen Dr. Stein şöyle devam etmektedir: “Yetenekli oldukları alanlar açıkça işleri için gereken nitelik ve becerilerden oluşmaktadır. Ancak zayıflık gösterdikleri alanlarsa onların mükemmele ulaşmalarına ve kariyerlerinde yükselmelerine yardımcı olabilir.”
Teknik destek uzmanları serbestlik, iyimserlik ve strese dayanıklılık alanlarında mükemmel sonuçlara ulaşmışlardır. En düşük oldukları alanlar, gerçekleri test etme konusundadır. MIS çalışanları ise sorun çözme, strese dayanıklılık ve gerçekleri test etme alanlarında başarılı olmuşlardır. Programlamacılar serbestlik ve iyimserlik alanlarında en düşük dereceyi elde ederlerken, duygusal bilinç yönünden en yüksek dereceyi elde etmişlerdir.
İşyerindeki Duygusal Zekâ olgusuna ilişkin sayısız seminerler veren Dr. Stein’a göre “Kimi çalışanlar programlamacı sıkıntısı çekilen bu dönemde, bu faktörlerin önemine inanmayacaklardır. Ancak yeni yüzyılda pek çok programlamacı, iş ararken kendilerini değiştirme gereği duyacaklardır. Yüksek EQ derecesine sahip olanlar kazançlı çıkacaklardır.”
EQ-I’nin yazarı ve “EQ” kavramını oniki yıl önce ortaya atan Dr. Reuven Bar-On bulguları şöyle değerlendirdi: “İşyerinde EQ’nun ölçümü, onu geliştirmenin ilk adımıdır. Takımlarınızın güçlü ve zayıf oldukları yönleri anlarsanız, sistematik olarak bu yeteneklerin geliştirilmesi için çalışırsınız. Gerçek zeki insan yalnızca zihinsel olarak zeki değil ancak aynı zamanda duygusal olarak da zekidir.”
Yüksek EQ’nun yalnızca satış elemanları ve müdürler için değil, ancak aynı zamanda teknik bilen çalışanlar için de önemli olduğu ortaya çıkmıştır. Teknoloji konularıyla ilgilenen çok daha fazla sayıda şirket, çalıştırdıkları teknik çalışanlarla ilgili olarak “yumuşak yeteneklerle ilgilenmektedir. Daha önceden ülkenin en büyük 1.000 şirketinde çalışan 150 teknik çalışanı üzerindeki araştırmasını yayınlayan RHI Danışmanlık şirketi, önceki beş yıla göre “yumuşak yeteneklerin” teknik çalışanların %68’i için daha önemli olduğunu belirlemiştir.
Dr. Reuven BarOn ve Dr. Steven Stein Araştırmalarından TORONTO, BUFFALO, 24 Haziran, 1998.
Comments