top of page

Duygusal Zekâ ile İlgili Bazı Yanlış Anlaşılmalar..

Duygusal zekâ sadece "iyi davranmak" anlamına gelmez. Stratejik anlarda "iyi davranmak" yerine, rahatsızlık veren ancak önemli sonuçları olan bir gerçekle yüzleşmekten kaçınan bi­rini doğrudan bu gerçekle yüzleştirmek gerekebilir. (Goleman, 1998: 13).


Duygusal zekâ, hisleri başıboş bırakmak - "içini bo­şaltmak"- anlamına da gelmez. Tersine, hisleri uygun ve etkili bi­çimde ifade edilecek şekilde yöneterek, insanların ortak amaçları doğrultusunda birlik ve uyum içinde çalışmalarını sağlamak de­mektir. (Goleman, 1998: 13).


Ayrıca, duygusal zekâ söz konusu olduğunda ne kadınlar er­keklerden "daha akıllı", ne de erkekler kadınlardan üstündür. Her birimiz bu yetiler açısından güçlü ve zayıf noktalardan oluşan kişi­sel bir profile sahibiz. Bazılarımız yüksek derecede empatili ol­makla birlikte, kendi sıkıntılarımızı gidermemizi sağlayacak kimi becerilerden yoksun olabiliriz; bazılarımızsa kendi ruh hallerimizdeki en ufak değişikliğin bile tamamen farkında olabildiğimiz hal­de, sosyal açıdan beceriksizlik gösterebiliriz. (Goleman, 1998: 13).


Duygusal zekâ düzeyimiz kalıtımsal olarak tayin edilmediği gibi, gelişimi de sadece ilk çocukluk dönemlerinde ger­çekleşmez. Öyle anlaşılıyor ki, on üç ile on dokuz arasındaki yaş­lardan sonra pek fazla değişim göstermeyen IQ'nun tersine, duy­gusal zekânın öğrenilme olasılığı oldukça fazladır ve biz yaşamayı sürdürerek deneyimlerimizden ders aldıkça, gelişmeye devam eder ve bu alanda gitgide daha yeterli olabiliriz. Aslında, insanların duygusal zekâ düzeylerini yıllar boyunca takip eden incelemelerin gösterdiği gibi, kişiler kendi duygularıyla ve dürtüleriyle başa çık­makta, kendi kendilerim motive etmekte, empatilerini ve sosyal maharetlerini bilemekte ustalaştıkça, bu yetenekleri de giderek pekişmektedir. Duygusal zekâdaki bu gelişmeyi ifade eden, moda­sı geçmiş bir sözcük vardır: Olgunlaşma. (Goleman, 1998: 14).


Yüksek Duygusal ve Sosyal Zekâlı olmak "duygusal olmak" değildir. Bir kişinin "duygusal olması" ya da duygularıyla hareket etmesinin duygusal zekâ ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yüksek Duygusal ve Sosyal Zekâlı olmak demek duygularının farkına varmak ve duygularını olumlu yönde kullanmak demektir.


Duygusal ve Sosyal Zekâ IQ’nun alternatifi değildir. Mutluluk ve başarı için sadece yüksek Duygusal ve Sosyal Zekâlı olmanın yeterli olacağının düşünülmesi çok yanlıştır. Tek başına Duygusal ve Sosyal Zekânın yüksek olması yeterli değildir. Duygusal ve bilişsel zekâ karşılıklı olarak birbirini destekler şekilde olmalıdır.


Duygusal Zekâ Psikoloji Bilimine dayanır. Duygusal ve Sosyal Zekânın yeni bir bilim olduğunu söylemek hatadır. Duygusal zekâ, psikoloji biliminin ışığı altında duygusal ve sosyal becerilerin yeniden gözden geçirilmesidir ve psikoloji biliminden ayrı olarak düşünülemez. Duygusal ve Sosyal Zekâ, psikoloji biliminin içinde incelenir.


İşbaşında Duygusal Zekâ, Daniel Goleman, Varlık Yayınları, İstanbul. 1998

Etiketler:

15 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page