top of page

Duyguları yönetmenin yolu “Duygusal Zekâ”dan geçiyor.

Duygusal zeka kavramını tanımlar mısınız?

Goleman’a göre duygusal zeka; kendimizin ve başkalarının duygularını tanıma, kendimizi motive etme, içimizdeki ve ilişkilerimizdeki duyguları iyi yönetme yetisidir. Duygusal zeka kavramını ilk kez 1990’da akademik çevrelerde kullanan Salovey ve Mayer duygusal zekayı, kendisinin ve başkalarının duygularını gözleyip düzenleyebilmek, duyguları düşünce ve eyleme yol gösterecek şekilde kullanmak olarak tanımladılar. Bu tanımlar da gösteriyor ki, duygusal zeka, anahtar bir insan yeteneğidir.

Duygusal zeka konusunda Türkiye’de ne gibi çalışmalar yapılıyor?

Ülkemizde duygusal zekayla ilgili geniş kapsamlı ve organize çalışmalar yok denecek kadar azdır. Duygusal zeka konulu Türkçe yayımlanmış 16 kitap var. Bunlardan sadece beşi Türk yazarlar tarafından yazılmış diğerleri ise tercüme. Konuyla ilgili çeşitli üniversitelerde yüksek lisans ve doktora çalışması yapan sekiz arkadaşımla iletişim kurdum. Özellikle şirketlere yönelik eğitim veren eğitim ve danışmanlık şirketlerinden bazılarında genel katılıma açık ya da şirkete özel iki günlük duygusal zeka eğitimleri veriliyor. Çoğunluğu Özel İlköğretim Okulları olmak üzere bazı okullarda, okulların kurucuları ve rehber öğretmenlerin çabalarıyla duygusal zeka uygulamaları kısıtlı ölçüde devam ediyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nde üç sömestr “duygusal zeka” konulu dersi seçmeli olarak verdim.


IQ ve duygusal zeka arasındaki ilişki nedir?

Duygusal zeka, IQ’dan esinlenerek EQ olarak ifade edilir. EQ kavramını ortaya atan araştırmacılar ve bilim adamları EQ’yu, IQ’ya alternatif olarak geliştirmemişlerdir. Hayatta başarı ve mutluluk için her ikisine de ihtiyaç vardır. Önemli olan EQ ve IQ arasında uygun dengenin sağlanabilmesi, IQ ve EQ’nun sinerji yaratmasıdır. Biri diğerinin yerine asla düşünülemez. Her biri insanda farklı oranda vardır.


Yüksek duygusal zekalı olmanın göstergeleri nelerdir?

Duygusal zeka seviyesi yüksek insanlar diğerlerine göre; daha sağlıklı, daha mutlu, ilişkilerinde daha başarılı olurlar. Ailede ve sosyal çevrelerinde (eşi, aile bireyleri, çocukları ve arkadaşları ile) daha iyi ilişki kurabilirler. İş hayatlarında ise, ast ve üstleri tarafından sevilir ve onların saygılarını kazanırlar. Kariyerlerinde daha hızlı yükselirler.


Duygusal zeka ülkelere ve kültürlere göre değişiklik gösterir mi? Nasıl?

Kişilerin duygu dünyası, ülkelere ve kültürlere göre elbette değişiklik gösterir. Ancak Paul Ekman yaptığı araştırmalarda, insanların temel duygular konusunda tepki ve tavırları, hatta bunları beden dilleriyle ifadeleri konusunda birçok ortak nokta tespit etti. Ayrıca duygusal zeka yetkinlikleri, tüm kültürleri kavrayacak şekilde ve temel insan psikolojisine uygun şekilde belirlendi.


Duygusal zeka seviyesi ölçülebilir mi?

Duygusal zeka seviyesinin belirlenmesi için çeşitli kaynaklarda, bilim adamlarınca birçok test ve ölçek geliştirildi. Bu ölçek ve testler, genel olarak duygusal zeka seviyesini belirlemek için yeterli değildir. Yeterli bir ölçek geliştirilemeyeceği biliniyor. Bunun nedeni, duygu, düşünce ve tepkilerin, insanların yetiştikleri çevre, kültür, gelenek ve göreneklere bağlı olarak farlılıklar göstermesidir.


Duygusal zeka geliştirilebilir mi?

Evet. En güzel haber bu. IQ’nun aksine EQ geliştirilebilir. Duygusal zeka, hayatın ilk yıllarında gelişmeye başlar. Çocuklar, anne-baba, öğretmen ve çevresindeki diğer insanlarla olan iletişimleri sırasında birbirlerine duygusal mesajlar gönderirler. Bu mesajların tekrarı çocukların duygusal yapısını ve davranışlarını oluşturur. Çevreden gelen tepkiler ve mesajlarla oluşan beyindeki bağlantılar çocuğun geleceğini kalıcı olarak etkiler. Diğer bir deyişle, olaylar karşısında ard arda yaşanan duygusal dersler ve deneyimler, beynin belli bölümlerindeki bağlantılarını sağlayarak beyni bu duygulara karşılık verecek şekilde şekillendirir. Anne-baba ya da hayatlarındaki diğer önemli insanlar, çocuklara davranışlarıyla çocuğun ileriki hayatına yansıtılan geçmişini oluştururlar. Şanslı bir çocuksa eğer, kendisini anlamaya çalışan ve kendisine yardımcı olan bir aile içinde yetişerek kendisini tanıyabilir. Aynı zamanda duygularının farkına varır ve duygularını kontrol edebilmeyi de öğrenir.


Duygusal zekayı geliştirmek için neler yapılmasını önerirsiniz?

Günlük hayatta ve mesleki alanda duygusal zekamızı geliştirebileceğimiz yedi adım vardır.

  • Öncelikle kendinizi tanımanız önemli. Kendimizle ilgili daha fazla bilgiye sahip olmak için; gerçekte ben kimim?, hayatımda hangi rolleri üstleniyorum ve bunlardan hangileri gerçek?, ihtiyaçlarım neler? Hayattan ne istiyorum, ne bekliyorum? gibi soruları kendi kendimize sorup yanıtlamalıyız.

  • Bir diğer adım, duygularınızı ve onları kontrol etmeyi öğrenmektir. Kendi duygularımızdan ya da diğer insanların duygularından ne kadar az korkarsak, duygularımızla o kadar rahat başa çıkabiliriz. Duygusal zeka da işte bunu sağlıyor. Bu nedenle duygu dünyamızı iyi öğrenip tanımak önemli. Çünkü duygularımız, hayatımızın ayrılmaz parçasıdır.

  • Kendimizi, kişisel özelliklerimizi başkalarına açık tutmak da bir diğer adımdır. Hepimiz farklıyız. Farklı olmak, diğerlerinden daha iyi ya da daha kötü olmak demek değildir. Onların dünyaya bakış açısının bizimkinden farklı olduğunu ne kadar çabuk anlarsak, onları da o kadar çabuk tanıyabiliriz. Bu da duygusal zekamızın gelişmesi demektir.

  • Dördüncü adım, iletişim kurma becerisinin geliştirilmesidir. İletişim becerimizi geliştirmek için birçok şey yapabiliriz. Çeşitli seminerleri takip ederek daha etkili iletişim kurmayı öğrenebiliriz. Kendimizi ifade etme yöntemlerimizi geliştirebiliriz. Kelime hazinemizi zenginleştirebiliriz. Duygu ve düşüncelerimizi ifade eden yeni kelimeler öğrenebiliriz.

  • Beşinci adım, problem çözücü olmak. Problemleri giderebilme, her zaman bir çıkış yolu bulabilme becerisi duygusal zekanın önemli getirilerinden biridir. Mümkün olduğu kadar çok çeşitli olaylar ve problemler üzerinde düşünmek ve bunlara çözümler getirmeye çalışmak bu yeteneğimizi geliştirir.

  • Eleştiriye açık olmak altıncı adımdır. Duygusal zekada eleştiri yapabilmek ve eleştiriye açık olmak çok önemlidir. Eleştirilmekten rahatsızlık duymamak gerekir. Bu sayede kendimizdeki olumlu ve olumsuz yönleri öğrenme fırsatını elde ederiz.

  • Son adım ise insanlarla ilgilenmektir. Yeni insanlarla tanışmak ve onların kültürlerini öğrenmek önemlidir. Böylece farklı insan psikolojileriyle ilgili bilgi ediniriz.


Bu yazı EVYAP DÜNYASI YIL:6 SAYI:20 EKİM 2010 yayımlanmıştır.

Etiketler:

36 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page