Goleman öz güven konusunu şu şekilde ifade eder. “Kişilerin yetenekleri konusunda doğru bilgi sahibi olmaları, güçlü yönlerine güvenmelerini sağlar. Öz güvenli kişiler, zor bir görevi rahatlıkla üstlenebilir. Bu tür kişiler çoğunlukla kendilerinden emin oldukları ve varlıklarını herkese hissettirdikleri için, bir grupta rahatlıkla öne çıkar.” (Goleman, Boyatzis, McKee 2002: 262)
Özgüven, bireyin düşünce ve davranışlarını, kendi iradesiyle ortaya koyması ve yaşama dair bağımsız kararlar alabilmesidir. Özgüven, koruma ve desteğe ihtiyaç duymaksızın, özerk bir şekilde işlev gösterebilme yeteneğidir. Kişinin kendinden emin olma yeteneği, sahip olduğu özgüvenin, iç kuvvetlerinin ve beklenti ve yükümlülükleri karşılama arzusunun derecesine bağlıdır.
Öz güven kavramının kültürümüzde zaman zaman farklı ve hatta çelişkili anlamlar ve çağrışımlar taşıdığını gözlemliyoruz. Yapıcı, gerçekçi ve girişimci öz güvenle, hayalci, gerçekdışı ve bir bakıma savunmacı öz güveni birbirine karıştırıyoruz. Kendine güven, hayata karşı yapıcı ve olumlu bir bakış açısını ve kendi gücüne inanmayı gerektirir. Öz güvenle birlikte düşünülmesi gereken kendine saygı ise, kendini ve sınırlarını kabul etmektir. Kendine saygı bir anlamda gerçeklerle yüzleşmektir. Kişinin neyi yapabileceğini, neyi yapamayacağını, nerede iyi olduğunu, nerede yetersiz olduğunu, başkalarının söylemesine gerek olmadan, kendinin bilmesidir. Kendine güvenin bireysel ve ekip başarısı üzerindeki etkisi tartışılmaz, ancak başarıyı devamlı kılmak ve iç huzuruna sahip olmak ancak “kendine saygı” ile mümkündür. Kişinin kendine saygısı, kendini olduğu gibi kabul etmesiyle ilgilidir. (Baltaş, 2007:51-53)
Özgüven sahibi insanlar:
İhtiyaçlarını karşılamak için başkalarına bağlanmaktan kaçınırlar.
Düşünce ve hareketlerinde özerk olma eğilimindedirler.
Önemli kararlar almak veya başkaları için birşeyler yapmak için nadiren başkalarına bağımlı olurlar.
Kendilerinden emin (özgüven) bir tutum sergilerler.
Genellikle, başkalarından onay alma ihtiyacı duymaz; duygusal anlamda başkalarına bağımlı olmazlar.
Öz güveni yeterli düzeyde gelişmemiş olan kişiler kendilerine verilen bir görevi yerine getiremeyeceklerine inanırlar. Bu sebeple, başarısızlık sonrası oluşacak doğal mahcubiyet duygusunu yaşamamak için bu çeşit riskli durumlardan sürekli uzak dururlar. Böyle bir durumda, yüzleşilmesi gereken sorun özgüven eksikliğinin üstesinden nasıl gelineceğidir. Ancak bu sorunu çözebildiğimizde daha mutlu yaşayabilir ve hayatın tadını daha fazla çıkarabiliriz. Öz güven, kişinin öz değer ve yetenekleri konusunda sağlam bir anlayışa sahip olmasını gerektirir. Özgüveni yüksek olan bir birey kendi yeteneklerine güvenir, hayatını kendi istekleri doğrultusunda kontrol edebileceğine ve gerçekçi hedefler belirleyebildiği müddetçe bu hedeflere ulaşabilmesinin mümkün olduğuna inanır.
Özgüven hayatımız boyunca beraber olduğumuz insanlarla ve yaşadığımız olaylarla gelişir. Kişi, Başarılarından dolayı takdir edilmiş, övgüde bulunulmuş, iletişim kurulmuş ve aktif bir şekilde dinlenilmiş, sorunlarıyla ilgilenilmiş, saygıyla konuşulmuş, kişiliğine değer verilmiş, sevgiyle sarılmış, ilgi görmüş, katıldığı faaliyetlerde ya da okulda başarılı olmuş, güvenilir arkadaşlara sahip olmuş ise sağlıklı öz güven geliştirir. Olumsuz eleştirilere maruz kalmış, azarlanmış, dayak yemiş, aşağılanmış, horlanmış, küçük görülmüş, her zaman mükemmel olması beklenilmiş, faaliyetlerinde ya da okulda başarısız olmuş ise düşük öz güven gelişmesi yüksek orandadır.
Öz güven doğuştan gelen bir özellik değildir. Eğitimle kazanılan bir yetkinliktir. Ancak kişinin bu yetkinliği kazanabilmesi öncelikle bu güvensizliğin farkına varmasıyla mümkündür. Bu durumda özgüven kazanmak istediğimiz konuyu belirlemek, değişmekle ilgili derin bir istek duymak, güvenimizi kazandığımız taktirde meydana gelecek sonucu ve değişikliği hayal etmek en uygun seçenekler olacaktır. Bu noktada odaklanılabilecek konular şöyle sıralanabilir. İsabetli öz değerlendirme yapmak ve gerekli konuların üzerine odaklanmak, her yeni deneyime yeni bir öğrenme fırsatı olarak bakabilmek, iç konuşma yaparak olumsuz varsayımlarla başa çıkabilmek, kişisel gücü herkesten, her şeyden ayrı olarak değerlendirebilmek.
Özgüvenin Önemi
Özgür düşünebilen, yüksek düzeyde özgüven sahibi bireyler veya gruplar, her çeşit kurum için değerli birer varlıktır. İşleri bilinen bir, iki basit yöntemle halletmek yerine, farklı alternatifleri değerlendirir; daha iyi bir yöntem bulabilmek uğruna risk almaktan veya başarısızlıktan korkmazlar. Kibirli bir tavır takınmadan, doğru bir yaklaşım içerisinde özgüven gösterebilmemiz için alçakgönüllülük duygusu dengeleyici bir unsur vazifesi görür.
Bu alanda yetersiz olmak, hem bireysel hem de grup olarak, olduğumuz yerde saymamıza ve hareket kabiliyetimizle ilintili riskler almaktan korkmamıza neden olabilir. Sürekli olarak başkalarının yaptıklarımızı tasdik ve kontrol etmesine ihtiyaç duymak, özellikle de bu kişilerin özgüveni yüksekse son derece rahatsız edici olabilir. Bu durum çevremizdeki insanları da bize yabancılaştırabilir.
Öz değer, kendini ifade etme ve kendini gerçekleştirme konularında yetersizlik yaşanması, özgüven düşüklüğüne sıkça eşlik eden durumlardır.
Günümüz iş dünyasında sağlıklı özgüven sahibi bireylere olan ihtiyaç açıktır. Ancak, aslolan başkalarına muhtaç olmaktan çok, insanlarla işbirliği ve karşılıklı dayanışma içerisinde bu yetkinliği gösterebilmektir.
Öz güven konusunda dengede olmak önemlidir. “Her türlü hallederiz”, “o iş bende sen merak etme”, “bize hiçbir şey olmaz” gibi sözlerle işe girişmek olumsuz sonuçların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Hava kazalarının büyük çoğunluğunun sebebi insan faktörü ile ilgilidir. Buna bağlı olarak kazaya sebep olan insan faktörünün büyük çoğunluğu deneyimli kişilerden oluşmaktadır. Burada dengeyi sağlamanın en önemli anahtarı kendini tanıma ve kendine inanmadır. Ayrıca kurum kültürü, kişileri aşırı öz güveni ortaya koyacak tutum ve yaklaşımlardan uzak tutacak tedbirler almalıdır. Kurumsal olarak kişilerin öz güven gelişimi konusunda eğitim ve uçuş süreçlerinin planlanması etkin olarak kullanılmalıdır. Öz güven eksikliği konusunda da benzer yaklaşım ve önlemler geçerlidir. Öz güveni etkileyen en önemli hususlar, kişinin işini, kurumunu, ekibini, kabul etmesi ve sevmesi, bilgi ve becerilerini geliştirmesi, motivasyonunun yüksek tutmasıdır.
Özgüveninizi Geliştirmeniz İçin Öneriler
Önemli kararlar alırken kendi yargılarınıza güvenin. Başkalarının sizin adınıza karar vermesine izin vermeyin.
Başkalarından onay bekleme veya kabul görme ihtiyacından kurtulmak için uğraş verin.
Fikir ve görüşlerini sizinle paylaşmaları için diğer insanları teşvik edin ve bunları dikkatle değerlendirin. Eğer belirli bir hareketin doğruluğuna içten inanıyorsanız, başkaları aksini söylese de, kendi inançlarınız doğrultusunda hareket edin.
İşlerinizi, başkalarından yardım almadan bağımsız bir şekilde yapmaya çalışın.
İşlerinizi yaparken inisiyatif kullanın. Başkalarının size ne yapmanız gerektiğini söylemelerini beklemeyin.
İşlerinizi yardım istemeden, tamamlamayı alışkanlık haline getirin.
Kendinizi bağımsız veya başkalarına muhtaç hissettiğiniz durumların bilincinde olun ve nedenini anlamaya çalışın. Daha bağımsız olmak için plan yapın.
Başka insanlara bağlı kalmaktan kaçının. İç kaynaklarınıza ve kendinize daha fazla güvenin.
“Öz Güven” yetkinliği, insan faktörlerinden bilgi işleme, dikkat, tetikte olmak ve izlemek, insan hatası, beceri, güvenilirlik ve hata yönetimi, iş yükü, sürpriz ve şaşırma etkisi, durumsal farkındalık, karar verme faktörlerine önemli katkı sağlayacaktır.
Kaynaklar:
Baltaş, Z. Baltaş, A. (1999) Stres ve Başa Çıkma Yolları, Remzi Kitabevi, İstanbul.
Goleman, D. Boyatsiz, R. McKee, A. (2002) Yeni Liderler, Varlık Yayınları, İstanbul.
Moller, C. Yönetsel Tavır ve Pratik Liderlik Seminer Notları, PDR Conferences.
Moller, C. İşe Yüreğini Koymak "Heart Work" Seminer Notları, PDR Conferences.
Comments